Gerçekliğin Okyanusunu Bulmak

Güneş gökyüzünde zirveye ulaşmıştı. Çok güzel bir kuğu bir okyanustan diğerine uçuyordu. Uzun bir uçuştan ve sıcak havadan yorulan kuğu, dinlenmek için bir kuyunun yanına iniş yaptı. Tam inmişti ki, kuyunun içindeki bir kurbağanın sesi geldi. ” Dostum sen de kimsin ve nereden geliyorsun, nerelisin?”

Kuğu ” Ben tek evi okyanus olan zavallı bir kuğuyum,” dedi.

Kurbağa ilk kez okyanusu tanıyan biriyle karşılaşıyordu. Dayanamadı ve ” Okyanus ne kadar büyük? ” diye sordu.

Kuğu, ” Sonsuz,” diye cevapladı. Bunu duyan kurbağa yerden havaya doğru hafifçe zıpladı ve ” Bu büyüklükte mi yani? ” diye sordu.

Kuğu gülerek, ” Hayır sevgili kurbağa. Okyanus sonsuz büyüklüktedir,” diye yanıtladı.

Bunun üzerine kurbağa biraz daha büyükçe bir sıçrayış yaptı ve ” Peki bu kadar mı?” diye sordu.

Cevabın hayır olduğunu öğrenen kurbağa bu sefer kuyunun üstünden atladı ve ” Bu kadar olmalı! Bundan büyük ne olabilir ki?” diye sordu. Gözlerinde bu sefer doğru tahmin ettiğine dair kesin bir parıltı vardı.

Ama kuğu bir kez daha cevap verdi. ” Hayır, dostum, senin kuyunu kullanarak okyanusun büyüklüğünü ölçmenin bir yolu yok.”

Bunu duyan kurbağa alaycı bir şekilde gülüp; ” Yalan söylemenin de bir sınırı vardır. Okyanus benim dünyamdan büyük olamaz.” der.

İşte böyle…

Gerçekliğin okyanusunu bulmak istiyorsanız, idrak kuyunuzdan dışarıya çıkmanız gerekir. Hayata ne kadar geniş bir perspektiften ve ne kadar esnek bir yaklaşımla katılabilirseniz ancak o kadar gelişme şansınız  vardır. 

İnci Güçer
Klinik Psikolog & Psikoterapist

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir