Gölgelerin Gücü
“Başkalarında bizi rahatsız eden her unsur kendimizi anlamamıza yardım eder” – Carl Jung
En sevmediğiniz, tahammül edemediğiniz karakter özelliklerini düşünün. İsterseniz gözlerinizi kapatıp bu özelliklere sahip ve mümkünse uzak durmayı tercih ettiğiniz insanları aklınızdan bir geçirin. Sandığımız gibi bizi üzen, delirten; yalancı, bencil, tembel, dağınık, hırslı, despot, duygusuz, fazla hassas, saf, bilmiş, kurnaz vs.. bulduğumuz kişiler değildir. Bu özellikler bizim kendimizde tahammül edemediğimiz ve bilincaltına ittiğimiz “karanlık” yönlerimizdir.
Bu bilinçaltı olgusuna analitik psikoloji “gölge” adını vermiş. Gölge, adından anlaşılacağı gibi, kişinin ışık altında olmayan, karanlık yüzüdür ve kişinin bilinçdışındadır. İnsanın isteği, entellektüel yapısı, iyi niyetinden bağımsız olarak! eğer üzerinde gerçek bir çaba ile uğraşılmaz ise de hep bilinçdışında kalır. Her bilinçdışı karakter özelliği gibi gölge de bilince getirilmedikçe diğer insanlara yansıtılır (projeksiyon) ve kolay kabul edilebilen bir olgu olmadığı için, bu yansıtma çok sık görülür.
Dr. Jung, “Aion” adlı kitabında gölgeden bahsederken “..gölge; ego kişiliği tehdit eden ahlaki bir problemdir” der. Ona göre “ hiç kimse üzerinde ciddi olarak uğraşmadan gölgesinin farkına varamaz ve, onun farkına varmak demek kişiliğin karanlık yüzünü (yani bilincinin dışında kalan yüzünü) karakterinin bir parçası olarak kabul etmek demektir. Bu kabullenme kendimizi tanımak için gereklidir fakat kural olarak da her zaman bir iç direniş (inkar ediş!) ile karşılaşır.”
Gölgenin insan bilincine gelmesi genelde diğer bir insan aracılığı ile olur. Uyanık hayatınızda diğer insanlarda tahammül edemediğiniz , eleştirdiğiniz özelliklerin yanı sıra rüyalarınızda da size en çok zarar veren veya kızdığınız kişiler muhtemelen gölge kişiliğinizden haber verir. Burada rahatsız olmak, nefret etmek, tahammül edememek, “sinir” veya “gıcık” olmak anahtar kelimelerdir. Günlük hayatımızda bir takım konulara ve kişilere verdiğimiz reaksiyonları farkederken “burdan kendi hakkımda neyi görmem, anlamam lazım?”, “kendimde kabul etmekte zorlandığım gölge özellik ne?” sorularını ciddi olarak kendimize sorabilmeliyiz çünkü o yorumda mutlaka bizle ilgili bir kısım vardır.
Karanlıkta kalan yönlerimizi ışık altında görüp -sabır, cesaret ve şefkatle- kabul edebildiğimiz ve dolayısıyla da bu yönlerimizi dışımızdaki dünyaya, topluma, eşe, dosta vs.. yansıtma ihtiyacımızın her geçen gün biraz daha azaldığı aydınlık yarinları hep beraber yaratabilmemiz dileğiyle…
Bir cevap yazın